15.10.2024 | Mersin'i Seviyorum - Güncel Haber ve Yaşam Portalı

Darbenin başarısız olacağı biliniyordu ve teşebbüse izin mi verildi?

  • 21 Temmuz 2016
  • 910 KEZ OKUNDU
Darbenin başarısız olacağı biliniyordu ve teşebbüse izin mi verildi?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili ve Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak darbe girişiminin perde arkasını değerlendirdi.

Askeri darbe girişimiyle Türkiye’nin karanlığa sürüklenmek istendiğini ve belirsizlik ortamının giderek yayıldığını ifade eden Aytuğ Atıcı, “kim tarafından yapılırsa yapılsın, kime yapılırsa yapılsın, darbeyi şiddetle lanetliyoruz. Darbeyi lanetlemek, darbeye karşı olduğunu söylemek çok zor bir şey değil  ama esas önemli olan Türkiye neden bu duruma geldi, bu lanetli darbecileri kim besledi, büyüttü, her istediklerini kim verdi, bütün bunları mutlaka masaya yatırmamız ve bir daha Türkiye’nin bu duruma gelmesine engel olmamız gerekiyor.” dedi.

Darbeyle ilgili pek çok spekülasyonun yapıldığını, hâlâ karanlıkta olan pek çok konu olduğunu belirten Atıcı, “senaryolar üzerinden değil ancak somut bazı tespitler üzerinden yola çıkarak bazı sorular soracağız. Bu sorular, darbe teşebbüsünden sonraki süreçte ülkemizin nasıl yönetileceği, insanların can ve mal güvenliklerinin hukuk içerisinde kalarak nasıl sağlanacağı konusunda son derece önemlidir. Ayrıca, ülkenin bu duruma gelmesinde, bu soruları cevaplandırabilirsek eğer, kimlerin parmağı olabileceğini, kimlerin suçu olmuş olabileceğini hep birlikte göreceğiz.” dedi.

Darbenin başarısız olacağı biliniyordu ve teşebbüse izin mi verildi?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe ile ilgili yaptığı açıklamaya dikkat çeken Aytuğ Atıcı: “Genelkurmay diyor ki: “Ben saat 16.00’da darbeyi duydum, anında toplandım, ilgili herkese anında bilgi verdim.” İlk uçak seslerinin duyulduğu saat 22.00’ye kadar geçen süre içerisinde kimin ne yaptığının çok iyi bilinmesi lazım. Bu süre zarfında darbe girişimi önlenebilir miydi, bunu mutlaka masaya yatıracağız. Bu bilgilerin Sayın Cumhurbaşkanına ve Sayın Başbakana açık, net bir şekilde iletildiği buradan anlaşılıyor. Bu altı saat zarfında neler olduğunu herhâlde  ilgili makamların milletimize açıklaması bir zorunluluk hâline gelmiştir. Biz o dönemde “Bu darbe Allah’ın bir lütfudur.” denmesini hoş karşılamadık. Biz hoş karşılamadığımız gibi, halkta da şöyle bir intiba uyandı: Madem herkesin haberi vardı, darbenin başarısız olacağı biliniyordu ve teşebbüse izin mi verildi? Bu düşüncenin derhâl çürütülmesi lazım.” dedi.

FETÖ ile ilgili AKP’ye uyarılarda bulunurken,  “Bitsin artık bu hasret, gelsinler Pensilvanya’dan.” lafıyla karşılaştık.

Memleket uçurumun kenarına getirildiğini, darbeye giden yolların taşlarının yıllarca döşendiğini belirten Atıcı, “hafızalarımızı şöyle bir tazeleyelim. Otuz yıldır bu ülkenin aydınları Fethullah Gülen Cemaati ve Fethullahçılarla ilgili neler neler söyledi? Bunların devlete ve millete yararlı olmadığını, Fethullahçıların âdeta bir şeriat düzeni getirmek istediklerini ve devletin içine yuvalandıklarını söyleye söyleye bütün aydınlar sürüldü, bütün aydınlar yakıldı, bütün aydınlar cezalandırıldı ve Adalet ve Kalkınma Partisinin FETÖ’yle iş birliği yapmaması gerektiği söylendiğinde “Bitsin artık bu hasret, gelsinler Pensilvanya’dan.” lafıyla karşılaştığımızı da hiçbir zaman unutmayacağız. Şimdi Atatürkçü yurtseverlerin anlata anlata yaşlandığı bu tehlikeli tablo maalesef ortaya çıkmıştır. Şimdi, bu vahim tablodan faydalanmak isteyenler çıkarsa, bu tehlikeli, bulanık, karanlık tablodan herhangi bir kişi, herhangi bir siyasi parti, herhangi bir zümre eğer faydalanmak ister ise darbecilerin, hainlerin karşısında durduğumuz gibi bu insanların da karşısında durmaya devam edeceğiz.” dedi.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Darbeye karşı durmamız demek, demokrasinin rafa kaldırılmasına izin vermemiz demek değildir.”

15 Temmuz alçak darbesine karşı durmamız demek, demokrasinin rafa kaldırılmasına izin vermemiz demek değildir, evrensel hukukun unutulmasını sağlamak değildir. Biz bu darbeye karşı çıkarak rejimin değiştirilmesine asla seyirci kalmayacağız. Biz bu darbeye karşı çıkarak Atatürk cumhuriyetine karşı şeriat getirmek isteyenleri de onaylamış olmayacağız. Biz bu darbeye karşı çıkarak darbecilere ya da henüz suçu ispat edilmemiş insanlara işkence yapılmasına izin vermeyeceğiz. Darbeciler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır, hiç tartışma yok, bunu tartışmayız. Ancak, suçu sabit olmadan bir insana işkence yapmak, insanlık dışı uygulamalara göz yummak büyük devletimize asla yakışmaz, buna izin vermeyeceğiz.

Puslu havayı fırsat bilip Alevilere, Kürtlere, gayrimüslimlere, Suriyelilere saldıranları ya da askerimizin kellesini kesenleri seyredecek değiliz.

Yüce Meclisimize, halka ateş eden hainleri en ağır şekilde cezalandırmak hepimizin görevidir. Ancak bunların bu kadar palazlanmasını sağlayanlardan da elbette hesabını mutlaka, mutlaka soracağız. Biz, 15 Temmuz darbesine karşı durarak puslu havayı fırsat bilip Alevilere, Kürtlere, gayrimüslimlere, Suriyelilere saldıranları ya da askerimizin kellesini kesenleri seyredecek değiliz. Böyle bir darbe ortamına izin verenler, böyle bir darbeye bulaşanlar elbette en ağır şekilde cezalandırılacak. Ancak bununla beraber, bu ortamdan yararlanıp kendi vahşi ve ahlaksız emellerini hayata geçirmeye çalışanlardan da yine bu Meclis el birliğiyle hesap sormak mecburiyetindedir değerli arkadaşlarım.

Hükûmet halkın mal ve can güvenliğini sağlamak zorundadır

Buradan herkese sesleniyorum. Bu kadar sorumluluk tek başına Hükûmete verilemez. Burada iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte bizlere her zamankinden daha çok iş düşmektedir. Burada Hükûmet halkın mal ve can güvenliğini sağlamak zorundadır, bunun için de el birliğiyle hareket etme mecburiyeti vardır. Bu bir tarihî sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirirken toplu tasfiyelerle ortam çok daha kötü hâle gelecektir. Millî Eğitim Bakanlığından 15 bin kişinin anında tasfiye edilmesi, 1.777 dekanın istifasının istenmesi, toplamda 30 binden fazla devlet memurunun görevden el çektirilmesi toplu tasfiyedir. Ne ara bunları çıkardınız? Bunları fişlemiş miydiniz? Fişlediyseniz bugüne kadar niye beklediniz? Eğer fişlemediyseniz topyekûn bir tasfiye mi yapıyorsunuz? Bunu yapmak yanlıştır, cinayettir.

Cumhuriyet Halk Partisi 24 Temmuz’da Cumhuriyet ve Demokrasi İçin Meydanlarda olacak

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu bize ezberlettiniz, hakkımızda bu konuda fezlekeler düzenlediniz ama bugün halkı sokağa dökerek 2911’i çok güzel bir şekilde kullandınız, tebrik ediyoruz, doğru yaptınız; 2911 meşrudur ve kullanılmalıdır. İşte Cumhuriyet Halk Partisi de 24 Temmuz Pazar günü Taksim’de saat 18.00’de darbelere karşı demokrasi mitingini büyük ve coşkulu bir kalabalıkla bütün Türkiye’de gerçekleştirecektir.

ABD, “Fethullah Gülen hakkında bir iade talebi yoktur.” diyor

Darbe ve darbeye teşebbüs edenlerden hesap sorulmalıdır dedik ama Amerika Birleşik Devletleri makamları, “Fethullah Gülen hakkında bir iade talebi yoktur.” diyor, “Resmî bir talep yoktur.” diyor. Eğer böyle bir talep yok ise milletimize açıklama yapacaksınız, var ise o zaman çıkacaksınız ABD’yi burada yalanlayacaksınız.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanının “Millet silahlanmalıdır.” noktasındaki çağrısını çok tehlikelidir.

Bu işe karşı koymak, darbelere karşı koymak güç birliğinden geçer demiştik, insanları silahlandırmaktan geçmez, sakın böyle bir yanlışa kimse izin vermesin. Cumhurbaşkanı Başdanışmanının “Millet silahlanmalıdır.” noktasındaki çağrısını çok tehlikeli buluyoruz ve bunun da derhâl ortadan kaldırılmasını, bu sözlerin geri alınmasını istiyoruz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ